Hikayem, hızla içine yuvarlandığımız dipsiz bir kuyuyla ilgili. Hayatımızda bizi bu kuyuya çekiveren, her an ulaşabildiğimiz bir araç var: Cep telefonu. Belki de ona artık el telefonu demeliyiz.Bu aletin yaşam biçimlerimizi nasıl değiştirdiğini, hayatlarımızı ertelememize nasıl sebep olduğunu yol arkadaşım Alemüzerinden gördüm.
El telefonunun dünya üzerindeki kullanıcı sayısı beş milyar. Türkiye’de ise nüfusun %73’ü olan altmış milyon kişi kullanıyor. Nomofobi diye adlandırılan cep telefonu bağımlılığı, ilişkilerde yalnızlaşmayı beraberinde getiriyor; insanlar arasına duvar örüyor ve sağlıklı ilişkiler kurulmasına engel oluyor.
Bu hikaye için çalışırken Alem’le yaşadığım iletişimsizlik sonucu yollarımızı ayırmaya karar verdik. Ancak bir başka bağımlılık olan alışkanlıklar ve çevremize çoktan örülmüş olan duvar beni de bu dünyanın içine aldı. Hikayemi işlerken Alem üzerinden kendimi gördüm.