Amerika’da 114 sene önce İsrail firması Monsanto dünya tohum pazarının %50 sini eline geçirerek ürettiği GDO’lu (genetiği değiştirilmiş) tohumları pazarlamaya başlamış.
Bugün Türkiye gibi emperyal tarım ve hayvancılık politikalarının hedefinde olan birçok ülke GDO’lu tohum pazarlayan şirketlerin etkisi altında. 2006 yılında çıkan 5553 sayılı tohumculuk kanunu ile yerli tohuma sahip çıkan çiftçiye ağır para cezaları ve yasaklar getirilmiş.
GDO’lu tohumlarla yapılan tarım, verimli toprakları, ekolojik denge içinde yaşayan tüm yer üstü ve yeraltı habitatını öldürüyor. Bu ürünlerle beslenen insanlarda hastalıklar artıyor. GDO’lu ürünlerin aktif maddeleri glifosatdır.
2015 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Kanser Ajansı on bir ülkeden on yedi bilim insanı ile bir yıl süreyle glifosat - kanser ilişkisini araştırmış ve özellikle lenf kanseri ile arasında güçlü bağlantı olduğuna dair kanıtlara ulaşmış. Türkiye’de glifosat kullanımı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının verilerine göre 2001’de 305 tondan 2013’de 4.500 tona çıkmış, yani on beş kat artmış.
Son yıllarda özellikle kanser, diyabet, kısırlık, böbrek hastalıkları, alerjik reaksiyonlardaki artış, bağışıklık sisteminin giderek zayıflamasının başlıca sebepleri arasında GDO’lu tohumlarla yapılan üretim gösteriliyor. İlaç firmaları da bu aşamada devreye giriyor.
Bir grup insan GDO’lu tohum tarımına karşı çıkıyor, birleşiyor, dernekler kuruyorlar.
Bodrum Tohum Derneği de Bodrum ve çevresinde atadan kalma tohumları topluyor çoğaltıyor. Tohum satışı yasak olduğu için kendi aralarında takas yaparak bu tohumları yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.
Kirlenmemiş topraklarda doğal atıklarla, hayvan gübresi kullanarak üretim yapıyor, eğitimler düzenliyor, festivallere katılıyorlar. Her çarşamba günü Bodrum merkezde kurdukları Doğal Üretici Pazarı’nda ürünlerini satıyor ve gelenleri bilgilendiriyorlar.
Dernek, üreticiler ve gönüllülerden oluşuyor. Yönetim kurulu başkanı Hüseyin Uzun ve yardımcısı Ayşin Kocabay üretici köy insanları. Üyeler arasında “şehirden kaçıp” Bodrum’a yerleşen farklı mesleklerden üreticiler de var. Bir yıl boyunca onlarla zaman geçirdim, toplantılarına katıldım, fotoğraf makinemle çalışmalarını izledim, dostlarım oldular. Artık ben de onlardan biriyim.